Arayan Bulur...

Kamp Yapmak İsteyenlerin Bilmesi Gereken Altın Kurallar

kamp ile ilgili görsel sonucu

Günümüzde birçok insan ruhsuz binalardan, monoton şehir hayatından ve sıkıcı işlerinden uzaklaşıp kamp yapmak istiyorlar. Ancak tecrübe ve bilgi eksikliğinden yaptıkları kamp bir eziyete dönüşüyor. Öğrenecekleri bazı püf noktalar ile yapacakları kamp hem daha kolay hem de daha yararlı olacaktır.

Doğru Ekipman Seçimi

Kamp çantası, çadır, uyku tulumu, mat, yemek pişirme seti, çakı ve daha birçok kamp ekipmanı özenle seçilmelidir. Çünkü bu malzemeler yapacağınız kampta sizin için hayati önem taşıyacaktır.  
      
      Kamp Çantası

kamp çantası ile ilgili görsel sonucu 

Kamp çantanızı gerekenden ne çok büyük ne de çok küçük alın. Bir malzeme listesi oluşturun ve ona göre çantanızı seçin. Bu sizin için hem daha ekonomik hem de daha kullanışlı olacaktır.
b.     
      Çadır

kamp ile ilgili görsel sonucu

Piyasada birçok çadır türü bulunuyor. Çadırınızı ihtiyacınıza göre seçmelisiniz. Hızlı kurulum çadır, kampa ilk başlayanlar için iyi bir seçim olacaktır. Boyutunu da kampa çıkacağınız kişi sayısına göre belirleyebilirsiniz. Seçeceğiniz çadırın 1-2 kişilik daha büyüğünü alın. Bu sayede hem malzemelerinizi çadıra koyabilir hem de çadırda daha konforlu bir biçimde kalabilirsiniz.
c.      
      Uyku Tulumu

uyku tulumu kamp ile ilgili görsel sonucu

En önemli kamp ekipmanlarından biri de uyku tulumudur. Uyku tulumunuzu kamp yapacağınız yere göre seçmelisiniz. Eğer soğuk bir iklimde kamp kuracaksınız en az eksi 10 derece civarına kadar dayanan uyku tulumu almanız daha iyi olacaktır. Ama sıcak bir iklimde kamp kurmayı düşünüyorsanız normal standartlarda yani 5-10 derecelik bir uyku tulumu işinizi görecektir.
d.     
       Mat

mat kamp ile ilgili görsel sonucu

Bir diğer kamp ekipmanı mattır. Mat, çadırda kalırken sizi tabandan yalıtarak vücudunuzu soğuktan korur. Normal standartlarda kalın ve hafif bir mat size fazlasıyla yetecektir.
e.      
         Yemek Pişirme Seti
Yemek Pişirme Seti kamp ile ilgili görsel sonucu
Hayati önem taşıyan kamp ekipmanlarından biri de yemek pişirme setidir. Kampta en önemli sorun karnınızı nasıl doyuracağınızdır. Eğer ateş yakmayı bilmiyorsanız işiniz çok zor olacaktır. Hafif bir kamp için tasarlanmış yemek pişirme seti sizin işinizi görecektir. Islanmaz yakacaklar da almanız sizin için çok önemli.
f.     
         Çakı


kamp çakı ile ilgili görsel sonucu

Çakı, kampta sizin birçok işinize yarar. Çakınızı yemekte, ateş yakmada, alet yapımında ve savunmada kullanabilirsiniz. 
Paylaş:

Yarısı Tatlı, Yarısı Tuzlu Buz Gibi Zeus Mağarası

Kuşadası'na bağlı Güzelçamlı'da bulunan ve Dilek Yarımadası'nın girişinde yer alan Zeus Mağarası, buz gibi suyuyla yazın sıcağından bunalanlar için güzel bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

Mitolojiye göre Poseiden, öfkelendiğinde Zeus bu mağaraya sığınır, burada dinlenir ve yüzermiş. 

Biz de meşhur mağarayı ziyaret edelim dedik. Kuşadası merkezde yaptığımız kampın ardından Zeus Mağarası'na doğru yola koyulduk. Otobüste, Zeus Mağarası'nda birinin boğulduğunu ve yüzmenin yasaklandığını duyunca üzülsek de bu olayın 1 hafta önce yaşandığını ve yüzmenin serbest olduğunu öğrenince, içimiz rahatladı.



Mağaraya giden patikaya girdiğimizde kalabalık artmıştı bile. Mağaraya yaklaştıkça artan kalabalık, mağaranın yanına geldiğimizde insan seli haline gelmişti. Mağaraya yaklaşır yaklaşmaz soğuk hava dalgasıyla kendimizden geçtik. Hemen malzemelerimizi koyup üstümüzü değiştirdik. Artık yazın yakıcı sıcağından kurtulup soğuk suyla yüzleşebilirdik.



Suya ayağımı soktuğumda suyun ne kadar soğuk olduğunu fark ettim. Biraz gözüm korksa da yapacak bir şey yoktu. Çok sıcaklamıştım ve suya girmem gerekiyordu. Ben de düşünmeden kayaların üstüne çıktım ve kendimi soğuk suya bırakıverdim. Soğuktan nefesim kesilir gibi oldu ve hemen suyun yüzeyine çıktım. Suyun derinliği ise ortalarda oldukça derindi.  Birkaç kez dibe ulaşmaya çalıştıysam da başaramadım.  Müthiş bir duyguydu. (Zeus sağlam mekan bulmuş kendine... :D)



Mağaranın suyu tatlı ile tuzlu arasında bir yerdeydi. İki tadı da alabiliyordum. Tuzlu suyun mağaranın yarıklarından girdiği düşünülüyor. Oldukça büyük olan Zeus Mağarası'nın içi oldukça güzel bir görünüme sahipti.

Yerli ve yabancı birçok turistin ziyaret ettiği bu muhteşem mağaradan çıktık ve buraya tekrar gelmek üzere birbirimize söz verdik. Öylesine güzel bir mağaraydı ki yazın sıcağına insanın buraya taşınası geliyor.

Aşağıda mağaraya dalış videomu da bulabilirsiniz.

Bir Sonraki Yazımda Görüşmek Üzere...


 Hoşçakalın...
Paylaş:

Bursa Uludağ'a Yolculuk - Yeşil Bir Macera... (Bölüm 1)

gezgin ile ilgili görsel sonucu

Sabah kalktığımda içimde yoğun bir sıkıntı vardı. Arkadaşımı aradım ve aynı sıkıntıdan onun da muzdarip olduğu anladım. Ne yapacağımızı düşünürken birden aklımıza orman kampı yapma fikri  geliverdi. Hemen en erken otobüslere baktık ve çantamızı hazırlayıp yola koyulduk. Yola çıktığımızda ikindi vakti olmuştu. Bayramiç'ten Ezine'ye geldik ve oradan da Bursa otobüsüne atlayıp yola koyulduk.


Bence en güzel kamp birden kararlaştırılıp yola çıkılan, problemleri arkada bırakıp adım atılandır. Çünkü önünüzdeki tek engel kapının eşiğidir, onu da aşınca gerisi özgürlük...

Neyse Bursa'ya gece vakti vardık. Vardık da bizim kalacak bir yerimiz yoktu! Biz de Bursa Otogarı'ndaki banklara uzanıverdik. Ama bir sorun vardı, yeni bir yeri gezme heyecanından mıdır yoksa yerimizi yadırgamaktan mıdır bilmem bir türlü uykuya dalamıyorduk. Neyse sonunda biraz uyuyabildik. 

Sabah bizi güvenlik güvenlik görevlisi uyandırdı. Hemen kalkıp yüzümüzü yıkadık. Artık büyük gezi için hazır ve nazırdık. Heyecanla 4 TL'ye otobüs bileti alıp (Bursa'da ulaşım çok pahalı maalesef) merkeze geçtik. Kurt gibi acıkmıştık ve hemen bir pastaneye giderek karnımızı doyurduk. Artık karnımız tok, sırtımız pekti. 





                                

Merkez'deki tarihi yerleri gezdik. Tarihi Ulu Cami'yi ziyaret ettik, eski bedesten çarşılarında turlayıp tarihi İpek Hanı'nda çayımızı yudumladık. Ulu Osmanlı Padişahları'dan Osmanlı'nın kurucuları Osman Gazi ve Orhan Gazi'nin türbelerinin bulunduğu tarihi Tophane Parkı'nı da turladık. 








Böylesi yemyeşil bezenmiş ve tarihiyle içselleşmiş bir şehrin halkının da ne kadar güzel insanlar olduğunu keşfettik. Yolda yürürken kitap okuyarak yürüyen bir amcaya rastgeldik. Amcayla güzel bir hasbihalin ardından Somuncu Baba'nın Fırını'na doğru yola koyulduk. Ama ne yoldu be arkadaş... Çık çık bitmeyen uzun ince bir yokuş... Neyse sonunda tam vardık derken bakımda olduğunu öğrendiğimizde daha bir hüsrana uğradık. 




Tattığımız hüsranın üzerine Bursa'nın meşhur "İskender"i iyi gider dedik ve karnımızı bir güzel doyurduk. Ardından BİM'e gidip 1 haftalık yiyeceğimizi de aldık. İskenderi yediğimiz yerden yol tarifi alıp Uludağ'a çıkacağımız teleferiğe giden otobüslere bindik. (Bir 4 TL bilet daha, bu ne pahalılıktır arkadaş...)



Teleferiğe geldiğimizde ekmek almayı unuttuğumuzu fark edip bir fırına girdik. Ardından teleferiğe bilet aldık (öğrenci 20 TL) ve heyecanla sıraya girdik. Ortalık Arap kaynıyordu (Genelde Araplar yeşilliğin bol olduğu yerlere geliyorlar, napsınlar her yer çöl adamlarda...). Teleferiğe bindik ve nefes kesici bir manzarayla nefesimiz kesildi. Uzun ve bir o kadar da zevkli bir teleferik yolculuğunun ardından 1650 rakımdaki Uludağ Sarıalan'a vardık.

Merak Etmeyin, Devam Edecek... 
Paylaş:

Papaz Plajı'nda Delidolu Bir Gezgin... Maviliğe Doğru Zorlu Bir Yolculuk (Bölüm 1)

Bölüm 1 - Zorlu Bir Yolculuk


Sürekli aynı mekanda durmaktan ve aynı havayı solumaktan sıkılan ben ve arkadaşım, bir yerlere gitme kararı vermiştik. Nereye olursa... Hemen çantaları toparlayıp yola düştük. Yol kenarında beklerken otostop çekmeye karalıydım ama arkadaşım buradan çekemeyeceğimizi düşünüyordu. Neyse hava da sıcaktı ve biz de Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinden otobüse binip yola koyulduk. 

Oradan Ezine'ye vardık ve tabi bizim yegane "AVM" miz "BİM"e girip bize 1 hafta kadar yetecek yiyecek aldık.  Ardından upuzun saçlarla böylesi sıcak bir havada kamp yapamayacağımızı düşünüp bir berbere gittik ve saçlarımızı 2 numaraya vurduk! 




Yeniden yola koyulduk ve Ezine'nin Geyikli Beldesi'nden Üvecik Köyü'ne kadar otobüsle geldik. Bundan sonra yalnızdık. Bir yolunu bulup 10 km'lik Papaz Plajı'na otostop çekmeliydik. Biz de öyle yaptık ama hava öyle sıcaktı ki ter bazen gözlerime bir perde gibi iniyordu. Sonunda hayır sahibi bir adamcağız durdu da biz de bayılmaktan kurtulduk. 


Veee sonunda o eşsiz güzellikteki mavi cennet Papaz Plajı'na vardık.
Paylaş:

Ben Kimim?

Gezmeyi ve keşfetmeyi hayat felsefesi haline getirmiş bir gezgin, kaşif, maceracı, yazar ve PDR öğrencisi...

Kısacası delidolu bir gezgin...

Google Plus'ta Takip Et


Instagram'da Takip Et

Takip Et